Organik tarımı geleneksel tarımdan ayıran en önemli özellik modern tarım, intensif tarım, ince tarım ya da yoğun tarım da denilen modern tarım yöntemleri kullanılarak yapılan tarım faaliyetidir. Doğal koşullara bağımlılık oldukça düşüktür. Sulama, gübreleme, ilaçlama ve kaliteli tohum gibi uygulamalardan bilimsel yöntemlerle yararlanılır. Bu nedenle verim çok yüksektir. Özellikle tarım alanlarının sınırlı olduğu ülkelerde mevcut alandan en yüksek verimi almaya dönük olarak daha fazla uygulanmaktadır. Böylelikle bu tip tarımda iklim koşullarının tarımsal faaliyetler üzerindeki etkisi sınırlandırılmıştır.
Sulama ile yetişebilen sebze ve endüstri bitkileri ekimi önem kazanır. Ayrıca toprak her yıl ekilir. Nadasa bırakılmaz. Ürün veriminde dalgalanmalar olmaz. Ürün verimi yüksek olur. Gübre kullanımı artar. Ancak kullanılan gübreler de organiktir. Doğanın dengesini bozmaz. Üretimde yapay kimyasal girdi yerine sadece organik kökenli girdiler kullanılarak “fazla ürün elde etme” anlayışı vardır. Bununla beraber “üründe kalite”nin de önemsendiği bir anlayışın egemen olduğu sürdürülebilir bir tarım şeklidir. Eski üretim sistemlerine dönüş değildir; modern yetiştiricilik sistemlerinden yararlanır. Planlıdır; her aşaması kayıt altına alınmıştır. Tarladan tüketiciye ulaşıncaya kadar kontrollü, sertifikalı ve karşılıklı güven esasına dayanan bir üretim sistemidir.
Bu tip tarım yönteminin karşıtı olan ekstansif tarım, konvansiyonel tarım, ilkel tarım, kaba tarım ya da yaygın tarım olarak bilinen modern tarım yöntemlerinin uygulanmaz. Geleneksel yöntemlerle yapılan tarım metodudur. Sulama, gübreleme, ilaçlama ve kaliteli tohum gibi uygulamalar yetersiz olduğundan verim düşüktür. Tarımsal üretim büyük oranda doğal koşullara, iklim koşullarına bağımlıdır. Buna bağlı olarak ekilen tarım alanlarının genişliği değişmediği halde, yağış miktarındaki değişmelere bağlı olarak üretim miktarlarında yıllara göre büyük dalgalanmalar görülür. İklim koşulları ile ürün verimi arasında paralellik vardır. Yağışın azaldığı yıllarda verim azalmaktadır. Yurdumuzda uygulanan tarım metodu genelde bu tür tarım şeklindedir; bu nedenle tarımsal üretimimizde verim düşük, iklim koşullarına bağlı dalgalanmalar fazladır. Tahıl ekim alanları yaygındır. (1)
Organik Tarım Metodu
Son yıllarda özellikle dünyanın önde gelen ülkelerinde uygulanmakta olan organik tarım metodu ülkemizde de yaygınlaşmaya başlamıştır. Toprak erozyonunu önlemek, su kalitesini korumak, enerji tasarrufu yapmak, kimyasalların insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak; çiftçilerin ve tarımsal işletmelerde çalışan insanların sağlığını korumak, küçük çiftçilere yardım etmek; daha nitelikli ürün elde etmek ve gelecek nesilleri korumak amaçlarına yönelik olarak uygulanan organik tarım yöntemi Kara Oklar Ekolojik Hayat Çiftliğimizde de uygulanmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz organik tarım yöntemlerinden daha farklı olarak da ekoloji tanımının içerdiği doğal yaşam döngüsüne uygun olarak hareket edilerek tüm ekosistem dikkate alınmaktadır. Ekoloji, canlıların birbirleri ve çevre ile olan ilişkileri anlamına gelir. Ekolojik tarım uygulaması, üründe yüksek kaliteyi hedefleyen bir tarım sistemidir. Başlıca amacı toprak-bitki-hayvan ve insan arasındaki yaşam zincirinde üretim optimizasyonunu sağlıklı bir şekilde sağlayabilmektedir.
Çiftliğimizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan üretimimiz yoktur. Ama arazimizin %13’ünü işlemeyip yaban hayvanlarının yaşamı için uygun halde bırakmamızın nedeni budur. Zirai ilaç kullanmıyoruz. Böylelikle baykuş ve keklik gibi orman kuşları, sincaplar ve tilkiler için şahane bir yaban alanımız var. Bölgedeki kuşlar yavrulamak için çiftliğimize, ilaçsız bölgeye geliyorlar. Bu tür ekolojik tarım yaparken sadece kimyasal böcek ilacı değil, suni gübre de kullanmıyoruz. Genetiği değiştirilmiş, doğal olmayan tohumlar da kullanmıyoruz. Bölgeye getirdiğimiz bombus arıları şimdi her yerde çoğaldılar; tüm bölgenin meyve verimini arttırıyorlar. Kendi arılarımız sadece çiçeklerden bal yapıyorlar. Ürettikleri balın yarısından fazlasını kış beslenmeleri için onlara bırakıyoruz. Zararlı mücadelesini beç tavuklarıyla yapıyoruz. Başka bir deyişle hayvansal ve bitkisel üretimi beraber yürütüyoruz.
Atık üretiminin en aza indirilmesi ve ortaya çıkan atıkların geri dönüşümü için organik atıklar gübre içerisine karıştırılarak kullanılmaktadır. Yapılan faaliyetler ve üretimler ve ekosisteme zarar vermeden yapılmaktadır. Böylelikle klasik üretim metotlarında kullanılan kimyasal gübrelemeye karşın çiftliğimizde doğal kaynaklar ve organik materyaller destek olarak kullanılmaktadır.
Sertifikasyon
Ekolojik tarımla ilgili tüm ulusal ve uluslararası standartlar, kaba tarımın aksine, araziden rafa kadar ürünün izlediği tüm aşamaların kontrolünü ve sertifikasyonu zorunlu tutmaktadır. Sertifikasyonla, ekolojik ürün tüketerek hem sağlıklı yaşamayı hem de doğayı korumayı hedefleyen tüketicilere bir güvence verilmektedir. Ayrıca ekolojik üretim yapan üreticinin standartlara uygun üretimini belgelendirerek ispatlamasına ve ürününü hak ettiği değerde pazarlamasına olanak sağlamaktadır. Çiftliğimizde Alman Ceres sertifikasyon kuruluşu tarafından yapılan denetlemeler sonucu aldığımız sertifikasyonlar 2014 yılından beri organik tarım yapılmakta olduğunun kanıtıdır ve isteyenler bu belgelere web sitemizden ulaşabilirler.
Birim alandan elde edilen verim göz önüne alındığında geleneksel tarım yapılan işletmelere oranla organik üretim yapan işletmelerde düşüklük göze çarpar. Ancak kalite açısından bir karşılaştırma yapılırsa kalitenin daha yüksek olduğu görülecektir. Bunun temel sebebi gerçek organik tarım yapan işletmelerin parayı ve karlılığı değil; doğa ve insan sağlığını ve saygısını tercih etmeleridir. Biz de çiftlik alanının yer aldığı toprakların, gelecek nesillerden bize emanet olduğu bilinciyle hareket ederek üretim yapmaktayız. Bu bilinçle başlayan ekolojik ürün kavramının gelecekte de çok daha önem kazanacağına inanıyoruz.
Özellikle daha iyi bir dünya için yaşadığımız çevrenin temiz tutulması, doğal kaynakların korunması ve geri dönüşümü kolay olan ürünlerin üretilmesi gerekmektedir. Dünyada sanayileşmenin artması çevre kirliliğinde en büyük etken olmuştur. Bunun yanında yetkili kurumların denetimlerde yetersiz kalması, bazı yasa ve yönetmelikleri çıkarmada geç kalmış olması çevre kirliliğini arttırmıştır.
Bugün ülkemizde yaygın tarım uygulamalarında kullanılan kimyasal maddeler ve zirai ilaçlarla elde edilen ürünler artan nüfusumuzun gereksindiği gıda ihtiyacımıza cevap verse de artık uğruna savaşlar bile yapılabilen su kaynaklarımızı yok etmektedir. Çünkü, tarımda kullanılan kimyasal ve zirai girdiler yeraltı su kaynaklarımıza ulaşarak kullanma ve içme sularımızı zehirlemektedir. Bunun yanında bilinçsiz sulama yoluyla da yenilenemeyen kaynaklarımızdan olan sularımız heba edilmektedir. Biz de çiftliğimizde bu tür kaba sulama yöntemi kullanmıyoruz. Onun yerine damlama sulama yöntemini kullanarak bilinçli su tüketicisi olmaya çalışıyoruz.
Geleneksel tarım uygulamalarındaki tek çeşitliliğe karşın çiftliğimizde çok çeşitli bir üretim modeli var. Çiftlikte domates salçasından, bademe, sirke yapımından erişte yapımına kadar ürettiğimiz ürünlere bakarsanız bunu rahatlıkla görürsünüz. Üretim sırasında doğal tat maddelerinin yapısı korunduğundan organik ürünlerin tatlarının daha güzel olduğunu fark edersiniz. İlaç, kimyasal gübre ve büyümeyi düzenleyici hormonlar kullanılmadığından çok daha sağlıklı ürünlerdir. Kimyasal kalıntı taşımazlar; daha fazla vitamin, besin maddesi ve hastalıklara karşı korunmayı sağlayan antioksidan maddeler bulundururlar. Ürünlerin üzerindeki etikette tükettiğiniz ürünün kontrol edilmiş olduğunun garantisi anlamına gelen etiket garantisi sunmaktadır. Üretim sırasında çevre için toksik ve kalıcı kalıntı etkisi olan maddeler kullanılmamaktadır. Hava, su ve toprak kirliliğine neden olmayan doğa dostu ürünlerdir. Kaba tarım yapılan bölgelerde karşılaşılan su ve toprak kirliliği yoktur. Tarımsal ilaç zararı, aşırı hormon ve antibiyotik kullanımı gibi olumsuzluklar yoktur.
Geleneksel Üretim
Geleneksel üretim metotlarından farklılığı, üretimde işçilik giderlerinin fazla olmaktadır. Denetleme kuruluşuna ödenen paralar yüksektir. Pazarlama zorluğu vardır. Her türlü organik ürünün istenildiği zaman istenildiği miktarda bulamayabiliyoruz. Ayrıca dayanım sürelerinin azlığı gibi nedenlerle organik ürünlerin fiyatı daha pahalı olabiliyor. Ancak bu ürünleri tüketirken yediğiniz veya kullandığınız ürünlerin sağlıklı olduğundan ve doğaya zarar vermeden üretildiğinden emin olmanın verdiği huzuru duyarsınız.
Kara Oklar çiftliği olarak bölgedeki üreticilerimizi eğitmeyi, genetiği oynanmamış tohumlarla, yerli ırkları koruyarak üretim yapmayı zirai ilaçsız ve kimyasalsız üretimi yapmayı hedeflemektedir. Ayrıca bölgemizi “organik tarım yapar” hale getirip gençlerimize istihdam ve fırsat sağlamayı, yabancı ilaç tekellerini bölgeden çıkarıp, gıda ithalatının azalmasını ve ihracatın artmasına çalışmayı, çocuklarımızın sağlıklı bir gelecek bırakmayı ve özellikle de “Bizim buralarda olmaz, Bizim ülkede olmaz’’ lafını unutturup, üretim kültürümüzü canlandırmayı hedeflemiş bulunmaktayız.
Dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip ülkelerinden biri olan Hollanda, dünyada 100 milyar Euro’nun üstünde bir meblağla ABD’den sonra en fazla tarım ürünleri ihracatını gerçekleştiren ülkedir. Bunula birlikte ülkemizin yüzölçümü Hollanda’nın yaklaşık 20 katıyken, Hollanda’nın tarım ürünleri ihracatı Türkiye’nin yaklaşık 6 katıdır. (2)
Geçmişte kendi kendine yeten nadir ülkelerden biriyken, maalesef çiftçilerimizin ve üreticilerimizin üretimleri gitgide azaldı. Böylelikle tarımsal açıdan yurtdışına bağımlı olmaya başladık. Yapılan araştırmalar tarım ürünleri ihracatımızın 1980’den günümüze 9 kat arttı. Bunun yanı sıra ithalatımızın ise 47 kat gibi anormal bir büyüklükte arttığını göstermektedir. (3)
Planlama
Bu oran gitgide artmakta ve tarımsal açıdan gittikçe daha çok dışa bağımlı hale gelmekteyiz. İlerici planlar ve modern tarım politikaları oluşturamadığımız için rekolteler düşmüş, tarım toprakları yavaş yavaş çorak hale gelmiştir. 26 milyon dönüm tarım arazimiz de boş durmaktadır. 2020 yılı sonu itibarıyla 4 milyonun üzerinde işsizimiz bulunmaktadır. Genç işsiz sayımız daha vahim: her dört gençten biri işsiz. Ülkemizin ve tarımımızın bu sarmaldan kurtulabilmesi kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin özgül ekolojik koşullarına göre bilimsel ilkelerin uygulandığı tarım çalışanlarıyla birlikte planlanmış üretim odaklı bir tarım politikasının uygulanmasına bağlıdır. Birilerinin ne yapıp edip model olması gerekiyor. Mustafa Kemal Atatürk “Ülkenin her yerine örnek tarım çiftlikleri kurulması gerekir.‘’ demiş zamanında ama kurulamamış.
İşte, Kara Oklar Ekolojik Hayat Çiftliği bu hedefi gerçekleştirmek için kuruldu. Vazgeçilmez değerlerimiz olan dürüstlük, iş kalitesi, girişimcilik, yurt sevgisi ve hoşgörüyü temel alarak, hayat amacımız olan daha eğitimli, daha çok okuyan ve üreten bir ülke için organik tarım yapma hedefimizi tüm ülkemize taşımayı amaçlıyoruz.
Covid 19 pandemisi dünya gıda sisteminin zayıf noktalarını ve güvenilir, temiz gıdanın önemini gösterdi hepimize. Sizlerin de desteği ile hedeflerimize ulaşmak için çalışmalarımıza canla başla devam ediyoruz.
Kaynakça:
- https://my2tech.com /Ekstansif Tarım ve İntansif Tarım Nedir?
- www.ankaratb.org.tr/ TÜRKİYE-HOLLANDA KIYASLAMASI.pdf
- http://blog.milliyet.com.tr/tarim-urunleri-ithalati/Blog/?BlogNo=312351